3 Ağustos 2017 Perşembe

Bir Arkadaş Kaybetmek


Hayatımda ilk defa kendi kendime kırıldım. Yani bildiğiniz, kendi kalbimi kendim kırdım. Kendime verdiğim sözleri tutmadım, kendimi küçük düşürdüm, kendimi öfkeli, sinirine hakim olamayan, arkadaşının sahip olduğu şeye özenen bir gerizekalı gibi gösterdim. Hayatımda ilk defa kendi kendime "Bunu bana nasıl yaptın?" diye sordum. Ciddi ciddi üzüldüm, kırıldım ve bu soruyu bir başkasına sorar gibi kendime sordum. Hayatımda ikinci defa insanlara nasıl davranacağını bilmeyen, özgüvensiz bir geri zekalı olduğum için arkadaş kaybettim. Öfkeme yenik düştüm. Whatsapptan gönderdiğim mesajları öyle bir öfke krizi ile yazmıştım ki ellerim titriyordu. Kendime verdiğim sözü tutmadım, durup bir nefes almadım, "haklıyken haksız duruma düşme dur" demedim, nefes bile almadan yazdım... 


Kendime, insanlara nasıl davranmam gerektiği ile ilgili kapsamlı bir not yazmıştım. O notta her şey vardı. Eğer orada yazdığım şeylere uysaydım bunların hiç biri olmayacaktı. Sevgilimle, arkadaşlarımla, ailemle iletişimimde nelere dikkat etmem gerekiyorsa, onları kırmamak için öfkemi nasıl kontrol etmem gerekiyorsa, nasıl bir insan olmak istiyorsam hepsini yazdım...Ve yazdıktan sonraki uygulama sürecinde gerçekten işe yaradı da. Hem sevgilimle hem ailemle iletişimim, dolayısıyla ilişkim düzeldi. Ama New York'la konuşurken kendime engel olamadım. New York, fakülteden hala görüştüğüm dört yakın arkadaşımdan biri. Prag, New York, Roma ve Berlin. Burada çok bahsetmesem de çok yakın arkadaşlarım. Bir whatsapp grubumuz var(dı). Birbirimizden inanılmaz derecede farklı olmamıza rağmen arkadaşlığımız bir şekilde devam etmişti. Önce Prag gruptan çıktı, şimdi de ben. 

Birbirimizden ne kadar farklı olduğumuzu, onların karakterlerini anlattığımda çok daha iyi anlayacaksınız. Aralarında en anlaşamadığım New York'tu. Ara sıra atışırdık, tartışırdık. New York tam bir baltalı ilah. Ne isterseniz hevesinizi kaçırır. Açık sözlüdür, dürüsttür ama kendi fikirlerini doğru olan sandığı için açık sözlülük adı altında bam bam söyler. Karşısındaki insanı o kadar kırar ve o kadar sinirlendirir ki... Prag'ın telefonunda "baltalı ilah" olarak kayıtlı siz düşünün. Ben de tam tersi insanların birbirine karşı aşırı hassas davranması gerektiğini düşünen ama insanlara bazen hiç hassas davranmayarak bütün hatalarını, zayıflıklarını yüzlerine vuran ve bazen öfkesini kontrol edemeyen bir insanım. Doğal olarak New York her zaman yaptığı gibi kendini üstün görerek fikirlerini kabul ettirmeye çalıştığında tepki veriyorum, kırıyorum. Grupta en çok tartışan iki kişi bizdik bu yüzden. Ama arkadaşlığımızı sevdiğimiz için bir şekilde idare ediyorduk. Ama son tartışmada birbirimize öyle şeyler söyledik ki... Burada gerçekten anlatamam....

Çok, çok, çok ayıp ettik. Söylediklerimde haksız mıydım? Asla değildim. Ama söylediğime pişman mıyım? Evet. Ama pişmanlığımın sebebi New York'u çok kırmam değil, kendimi kırmam. Kendime verdiğim sözleri tutmamış olmam. Konuştuk, konuştuk, kızlar da hiç durdurmadı. Muhtemelen sonradan gördüler. Sonra ben tavrımın sebebini açıklayıcı son bir şey yazıp gruptan çıktım. Daha önce de çok tartışmıştık, bir süre konuşmasak iyi olacaktı. Ama asla New York'u tamamen hayatımdan çıkarmayı düşünmemiştim. Aradan birkaç saat geçtikten sonra NY bana upppuzun bir mesaj gönderdi. Ben okuyana kadar da beni engellemiş sanırım. Önce fark etmedim. Ben de uzun bir cevap yazdım. Ama cevabım gitmedi. Beni engellemiş! Sonrasında Prag'dan yazacağım cevaptan çekindiği için engellediğini öğrendim...

Sevgilisine yazar gibi uzun bir mesaj, sonra da çocuk gibi engel... Yazdığı onca kırıcı şeyin hepsinin arkasında. Ben siniri geçince engeli açacak diye beklerken aradan birkaç gün geçtikten sonra instagramdan da sildiğini gördüm. Ne tartışırken, ne sonrasında, ne uzun mesajı okuyunca ne de beni engellediğini anladığımda hiç ağlamamıştım. Ama instagramdan da silince bir arkadaşımı kaybettiğimi tam anlamıyla idrak ettim. Çünkü günler geçmişti ve artık sinirle değil bilinçli bir şekilde karar veriyordu. Ve o bilinçle beni hayatında kesinlikle istemiyordu. Bana artık görüşmek istemediğini söylese ısrar edip zorla yazacak halim yoktu ya...Sadece söylese yeterdi. Ama o beni hayatında o kadar istemiyordu ki, iyi ya da kötü hiçbir şey yazmamı istemiyordu ve bunun önünü tamamen kapattı. Yazmamı bırakın beni görmeyi dahi istemiyordu, bu yüzden instagramdan da sildi. Yani tekrar tekrar kendime söylemekten yoruldum ama 7 senelik arkadaşım benimle ilgili her şeyi hayatından çıkarmaya karar verdi...Ben bir insanın hayatında böyle bir şey yaptım. Bu kadar kötü bir insan mıyım ben? Neden kendime verdiğim sözleri tutmadım? Kendi kendimi hayal kırıklığına uğrattım. Hem de çok kötü bir şekilde. Çok kötü bir sonuçla. Herhangi bir sınavdan kalmak, biriyle tartışmak, işten ayrılmak ya da çıkarılmak, düşmek, günlük hayatta yaşayabileceğim herhangi bir aksilik değil. Arkadaşımı kaybettim. Ve buna kendim sebep oldum...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...