18 Aralık 2016 Pazar

Acep nedendir?

Şu an müziğe ihtiyacım var. Hani böyle bir anda geleceği umutla dolduran müzikler var ya, öyle işte. Aslında İstanbul'um var geleceğimi umutla dolduran. Ama zaman da hiç bu kadar yavaş geçmemişti sanki. Bir an önce evlensek diyorum, ama önce işleri yoluna koymamız lazım. Parası olana ne kadar kolay hayat...

2017 için yeni bir planım var. Anksiyeteyi ve diğer psikolojik sorunlarımı bir oyuna çeviriyorum. Yokmuş gibi davranma oyunu. Aklıma saçma bir düşünce gelince hiç gelmemiş gibi davranacağım. Sonra akşam sonuçları yazacağım. Sonuçların kötü olduğu günler ya da haftalarda kendime uyguladığım bilişsel terapi yöntemini uygulayacağım. Bunu birkaç ay boyunca yapıp ayda kaç gün eve psikopat gibi dönüyorum, aydan aya azalacak mı, oyun işe yarayacak mı bakacağım. Allah'ım nelerle uğraşıyorum yahu.


Ofiste son bir ay içinde o kadar kötü bir izlenim yarattım ki anlatamam. Hep saçma sapan olayları bana yüklediler. Hep hatalı ben oldum. Tamam hatam vardı ama o kadar da değil yani, cidden onların da hatası var. Şimdi bu saçma sapan havayı dağıtmam lazım. Ama bazen de diyorum ki ben ne kadar başarılı yapsam da işimi, saçma sapan bir şeyi bana yüklerler yine aynı duruma düşerim. Minnoş avukat arkadaşlarım için şimdi hatalarımı anlatacağım, bakalım onlar ne diyecek. Derseniz ki hatalısın işin içine etmişsin tamam.

Birinci hata: Ofise başlayalı bir buçuk ay olmuş, sistemi yeni yerleştirmişim. Ofise bir tensip zaptı gelmiş, ben evrağın geldiğine ilişkin herkese mail atmışım ama mail ekine yanlış evrak sürüklemişim. Herkes tensip zaptının geldiğini biliyor ama kimse duruşma gününü işlememiş, duruşma kaçırmışız. Nedense kimse nerede bu tensip, kızım mailin eki yanlış dememiş. Sadece tebligatı ben aldım diye bana patladı yani.

İkinci hata: Bir dosyada birden fazla davalı vekiliyiz. Müvekkillerden biri bizi azletmiş, ben bu müvekkilin adını da yazmaya devam etmişim beyanlarda. Yetki belgesi koymuşum dosyalara. Bir azilname lafı geçti ama kimse bana bilgi vermedi, benden daha kıdemli avukatlar da devam etti o müvekkil adına duruşmalara girmeye. Ama en son beyan dilekçesini ben yazarken bu durum fark edildiği için bu da bana patladı.

Üçüncü hata: Buna hata bile diyemem. Bir duruşmada hakim çok ters köşe bir soru sordu, ben de yanlış bir şey söylememek için yuvarlak bir cevap vermeye çalıştım. Ama beyanım duruşma zaptına şöyle geçti: "Müvekkilim bu sözleşmeden dolayı borçludur." Puahahaları duyar gibiyim. Hakim bey dedim yapmayın etmeyin o zapta böyle geçmeyin, borcunu ödemiş olabilir bu konuda bir bilgimiz yok. Ama hakim yüzüme bile bakmadı. Sonuç olarak davayı reddetti. Bu da bana patladı. Şu an ilerlettiğim birkaç davayı E Bey devralmış durumda.

Şimdi ben bu duruma düşecek kadar hatalı mıyım?

Ne yapacağım ben?

Psikolojik sorunlarımı nasıl aşacağım? Psikoloğum ne kadar gelsen de fark etmez, sen kafanda büyüttükçe bitmeyecek, gerçekten aklına gelen düşünceleri umursamamalısın dedi. Şimdi ben başka psikolog hatta psikiyatrist bulsam bok gibi para versem, çok param varmış gibi, değer mi? Değmez. Çünkü bu umursamama yöntemiyle daha önce aşmıştım. Sonra umursamaya başlayınca yine sorunlarım başladı. Yani aslında psikoloğum haklı. Of ya of.

Küçükken annemler ne kadar üzgün olduğumu fark etsin diye "psikolojik sorunlarım olur da gününüzü görürsünüz inş." demiştim kendi kendime. Acep ondan mı?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...