5 Eylül 2015 Cumartesi

Bir İnsanın İçinde Kötülük Olunca Saklayamıyor, O Kötülük Bir Yerden Çıkıyor

Dün uzun süre sonra babamla buluştuk. Oturduk çay içtik, sonra kardeşim geldi. Babam işsizim diye harçlık verdi sağ olsun. 
Bana mı öyle geldi bilmiyorum ama biraz daha zayıflamış göründü gözüme. İyi değil gibi. Sigara içmediğinden öyle düşünmüş de olabilirim. Yıllarca esrar ve sigara kullanmış bir insan. Koah teşhisi konduktan sonra dahi sigarayı bırakamamış, arada oksijen takviyesi alması gerektiği halde içmeye devam etmiş bir adam. Şimdi neden sigarayı bıraktı? Durumu gerçekten kötü olmalı diye düşündüm. Öksürdüğünde kan gelmiş olabilir mi gibi senaryolar canlandı kafamda. İçim gitti. Ayrılırken kaç kere öptüm ya bir şey olursa diye. Her zamanki Moira işte. Ben sabaha kadar annemi izlediğimi bilirim nefes aldığından emin olmak için. Neyse.

Bunlara rağmen babama olan sinirimi içimden atamıyorum. Yıllar geçti annemle ayrılmalarının üzerinden. Ama boşanmanın çocuklarla bir ilgisi yok ki. Baba baba işte. Ben baba sorunlarımı aşamıyorum bir türlü. Nerede yurtdışında yüksek lisans yapan, nerede babasının imkanlarını kullanan bir insan görsem sinirleniyorum. Ama bu normal değil ki. Babamın imkanı olsa ben de kullanırdım. Ama ben parasız kalacağım diye aylarca köle gibi çalıştığım yerden çıkamamış bir insanım ve patronlarımdan nefret ettiğim her an babama da sinirlenmeye devam ettim. Baba olunca mükemmel insan güncellemesi yüklenmiyor beyne farkındayım. O da insan, o da hata yapar. Ama hala yediremiyorum.

Babamla aramdaki para mevzusunu kendi içimde kapattığımdan beri aramız daha iyiydi. Telefonda uzun uzun konuşup güldüğümüzü bile hatırlarım. Ama ramazan bayramında olan şeyden sonra yine içime bir soğukluk geldi. Bu lafımı yutacak mıyım bilmiyorum ama bir daha babamın evine gitmeyeceğim. Babaannemin kardeşimle bana kötü davranmasından ve kovmaktan beter etmesinden sonra, uzun bir süre babaanneme gitmemiştim. Babamla aynı evde yaşadıklarından, babamın da üzülmemesi adına bu olayları unutup yine gitmeye karar verdim. Babaannem de hatasını anlamış olacaktı ki arayıp özlediğini söylüyor, gel deyip duruyordu. Bayramda gitmek istedim. Almanya'dan tatile gelen kuzenim Sidney de "Ben gelirim seninle." deyince gitmeye karar verdim. Çünkü kardeşim babama sinirli olduğundan gitmek istemedi.

Babaannem bizi çok iyi karşıladı bayramda. Küçüklüğümden beri onun yağda kızarmış içli köftelerine bayıldığımdan, hasta haliyle bana içli köfte yapmış. Sarıldı etti, dedim tamam kızım bundan sonra geliyorsun bayramlarda. Her insana şans vermek gerekir, o senin babaannen. Yemeğimizi yedik, sohbet ettik. Sonra bahçeye çıktık çay içmeye. Küçüklüğümü hatırladım. Biz küçükken bahçede dut ağaçları vardı. Kardeşimle hep toplayıp yerdik. Bir sürü kedi vardı, onlarla oynardık. Dedem bize ağaç ev gibi bir şey yapmıştı çatının üstüne. Kardeşimle ben gidince oynayalım diye üstüne oyuncaklar koymuştu falan. Hatta bir keresinde babaannem bana bir köşe hazırlamıştı evde. Yastıklar koymuştu falan, prenses köşesi. :) Kırmızı bir çanta almıştı bana hediye, onu da o köşeye koymuştu. Bu anılar geldi aklıma. Baya yumuşadım. Ama bir insanın içinde kötülük olunca saklayamıyor, o kötülük bir yerden çıkıyor.

Babaannem, babamın hatalarını çok iyi bilmesine rağmen hep boşanmalarından dolayı annemi suçlamaya devam etti. Düşünün ki babanız ailesini uyuşturucuya tercih etmiş, anneniz sizin için 17 sene dayanmış, gençliğini vermiş... Daha buraya yazamadığım ne olaylar olmuş... Ama karşınızdaki babaanne annenizi suçluyor. Ben bunların hepsini yutmuşum, kardeşimin bu evde yaşadığı kötü şeyleri yutmuşum yine bu eve gelmişim. Sen neden her şeyin içine ediyorsun be kadın?

Sakin sakin çaylarımızı içiyorduk. Konu her zamanki gibi dayımlara geldi. Kendileri büyük dayımı hiç sevmezler ve her seferinde biz oradayken laf sokmaya çalışırlar. Halbuki dayım; babamdan sonra çok zor durumda kaldığımızda faturalarımızı dahi ödemiş insandır. Aksidir falan ama onların benim dayıma laf etmeye hiç hakları yok. Bir dönem annemle babam evliyken babam çoğu zamanki gibi işsizdi. Dayım da dedeme ait takside çalışıyordu. Babam da vardiyalı olarak onunla çalışmaya başlamıştı. Babam dedi ki 
"Dayın da az değildi, turistlere normalden çok daha fazla söylüyordu, ne para kırıyordu kandırarak." Dayım öyle bir şey yapacak insan değil, ben ona kefil bile olurum. 
"Dayım öyle şey yapmaz." dedim.
 Babam da "Ben yalan mı söylüyorum?" dedi. 
"Yok yalan söylüyorsun demiyorum ama şaşırdım, dayım öyle bir insan değil." dedim. Bu konuşma bile canımı sıkmışken babaannem öyle bir laf söyledi ki...
"Zaten annenle babanın evliliklerinin bitmesi de hep o dayın yüzündendi." 
Ben önce dediği lafı algılayamadım. Sonra sağ olsun konuşmaya devam ederek beni aydınlattı. 
"Annen gördü tabi dayının kazandığı parayı, babanın kazandığı az geldi ona, yetmedi tabi." WTF !!!
Kan beynime sıçradı, bir ona baktım, bir babama baktım, bir Sidney'e baktım. Babam cevap vermedi. 17 yıl uyuşturucu kullanmış, annemin hayatını mahvetmiş adam yüzünden değil, elindeki kuruşu bile bizim için saklayan annem yüzünden ayrılmışlar. Ve babam sustu... Babam deme di ki "Anne ne diyorsun sen?"
Ben kendimi tutar mıyım peki?
"Ne diyorsun sen ya? Sen şimdi neden böyle bir laf ediyorsun? Sen annemle babamın neden boşandıklarını çok iyi biliyorsun. YAHU SEN ANNEMİ EN İYİ TANIYAN İNSANLARDAN DEĞİL MİSİN? BENİM ANNEM BAŞKASININ KAZANDIĞI PARAYA ÖZENİP, KENDİ YUVASINI BEĞENMEYİP YIKACAK KADIN MI? NE DEMEK O?"
Çok bağırmadım. Biraz. Ne babaannemden çıt çıktı, ne babamdan... Az bile söyledim. Pislikler. "Biz kalkalım artık." dedim. Kalktık Sidney'le. Sonra da kimseye anlatmadım. Sadece İstanbul'la konuşabildim. Konu kapandı. Ama benim içimde fırtınalar kopmaya devam etti. Annem hakkında nasıl öyle konuşurdu? Annem neler yaşadı bir bilseniz... Biz neler yaşadık... Annem dayım çok para kazanıyor diye özenmiş, babam kazanamıyor diye terk etmiş. Lan babam yataktan çıkıp para kazandı mı ki? Annemin beğenmeyeceği bir para mı vardı ortada?



Kahretsin. İki gün önce buluştuk, kötüydü, sigara içmiyordu demiştim ya. O gün ben öptüm birkaç kere babamı. Babam sonuçta, ne olursa olsun seviyorum. Ya bir şey olursa diye zor ayrıldım yanından demiştim ya. O da hissetmiş onu. Dün iki kere aradı. Yine kafamdan senaryolar yazdım. Dün gece "Kızım eve de gelsene, kalırsın. Hem babaannen de özlemiş." dedi. "Götünü özlesin." diyemedim tabi. Hııı falan diye geçiştirdim. Lan her geldiğimde, bize en zor zamanımızda destek çıkmış insanlara laf etmiyormuşsunuz gibi, bir de zilli babaannem anneme dil uzatıyor. Yok baban şunu severdi annen yapmazdı, yok annen şöyleydi. Kardeşim gelir kalır, babam sarhoş olup çocuğu korkutur. Siz nasıl insansınız??? Ben her şeyi yutup geldim, annemi paraları yiyen yetiremeyen kadın haline getirdi. Bunu utanmadan bana söyledi. Bir de bu insan her boku biliyor. Her bir boku biliyor. Bir insan sizin hakkınızda neler konuşulduğunu anlatıyorsa, ne konuştular diye sormayın, senin yanında benim hakkımda nasıl böyle konuşabildiler diye sorun demişler. Ben sevdiklerime laf ettirmem. Ben siz bizi terk etmişken arkamızda duranlara laf ettirmem. O kadar üzgünüm ki...

1 Eylül 2015 Salı

Gelsin 1 Eylül, Gelsin 2016 Hedefleri

1 Eylüüüüüüülllll !!! Ve benim ilk defa şu sayfayı açarken ne yazacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Yeni bir liste hazırlayamadım, kafamda belirginleştiremedim. Şimdi yapacağım o zaman. Tabi ki en başta geçen senenin listesine bakayım ne durumdaymış.


2015 Hedeflerim

  • Bir senelik zorunlu stajımı tamamlamak, mümkünse aynı ofiste +
Hmm, zorunlu stajı tamamlamama 1 ay kaldı, aslında ikinci bir ofise başlamadığım için de aynı ofiste sayabilirim. İlki tamamlandı.

  • Avukatlık ruhsatımı almak -
Onu ancak Ekim ya da Kasım ayında alabilirim. Bakıcaz, görücez. :)

  • Sevgiliyle yeni bir şehir, hatta ülke görmek +
Evettt, Fransa Paris görüldü. :)

  • IELTS ya da TOFFLE sınavına girmek, en azından girebilecek yeterlilikte olmak  -
Girmedim, girebilecek yeterliliğe de gelemedim. Daha doğru yazmayı bile becerememişim. Toffle değil Toefl diye yazılıyor. Toffle çikolata markası yahu. Neyse en azından yazılışını öğrenmişim. :)

  • Piyano çalma konusunda kendimi geliştirmek -
Geliştirmedim. Aynı yerimde duruyorum.

  • Yıl sonunda 20 kitap bitirmiş olmak +
Bitirmişimdir yahu. Her sene şu kitaplar yüzünden yerin dibine batıyorum. Millet ayda 10 kitap hedefi koyar ben senede 20 kitap bitirip bitirmediğimden emin değilim. Vay bana vaylar bana.

  • Para biriktirmek -
Hahahhaha, işte bu hedefime çok güldüm. Nasıl biriktirecektim acaba. Aldığım asgari ücretten bozma maaşla hem yol-yemek ödedim, hem aylık harçlığımı çıkardım, hem bütün ihtiyaçlarımı karşıladım, hem de Fransa'ya gittim daha ne yapayım.

  • Vücut ve ruh sağlığıma önem vermek, spor ve meditasyon yapmak +

Hımmm, Önem verdim şimdi vermedim demeyeyim. Sadece evde de olsa spor yaptım. Platese gidecek param yoktu, ama bu sene olacak inşallah. Ruh sağlığım için de Osho'nun Meditasyon kitabından yardım alarak meditasyon yaptım, bir de terapi kitabı okuyorum. O yüzden bu da tamamlandı bence.

  • Terapi kitabımı bitirmek -
Terapi kitabımı bitirmediğim gibi, yeni bir terapi kitabına başladım. Ama olsun, daha iyisini bulup ondaki yöntemleri devamlı olarak uyguladım ve şimdi daha iyiyim. Amaç da buydu zaten. Ama kitabın tamamını bitirmek de önemli olduğundan bu hedefimi başaramamışım sayıyorum.

Dört tane +, beş tane - var. Bu sene listem konusunda başarısız olmuş olabilirim. Ama stajımı bitirmek ve yeni bir ülke görmek gibi önemli hedeflerimi başarmışım. Avukatlık ruhsatı da bana bağlı olmadığından bir suçum yok. Sadece ingilizce, terapi kitabı ve piyano konusunda suçluyum.Onlar da artık bu senenin hedefi olsun.



2016 Hedeflerim

-İlk hedefim ruhsatımı alıp, tatmin edici boyutta mesleki tecrübe kazanmak olsun. Şu an kendimi hiç yeterli hissetmiyorum ama bir sonraki Eylül ayında hissetmek istiyorum.

-Yüksek lisansa başlamak, en azından iyi bir ales puanı alıp başlama yeterliliğine sahip olmak.

-İngilizcemi yeterli düzeye getirmek, mümkünse sınav yeterliliği.

-Sevgiliyle yeni bir ülke görmek

-Yıl sonuna kadar 30 kitap bitirmek

-Piyanoda hiç olmazsa bir parçayı mükemmel çalmak

-Terapi kitabımı bitirmek

-Platese başlamak

-Para biriktirmek

-Hayal panosu yapmak. Gri Lady sağolsun :))



Şimdilik bunlar. Aslında ne kadar olağan hedeflerim var. Sonuçta hayal değil, hedef bunlar. Biraz da hayal kursam iyiydi.
Bakalım bu sene ne kadarını gerçekleştirebileceğim. Geçen sene bu yaptığım listeyi mim yaptım herkes hedeflerini yazsın diye. Ama herkes ne alaka şimdi yeni yıl değil ki dedi :D Benim yılım Eylül ayından başlıyor diye herkesinki öyle değil tabi. :D Ama yine de siz de yaparsanız mutlu olurum :)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...